Sizlere gezilecek yerler önerilerim öncesinde kısaca Mauritius turuna gelmeden okumanızın faydalı olacağını düşündüğüm ada tarihinden ve kültürel yapısından kısaca bahsetmek istiyorum. Böylece Mauritius geziniz sırasında göreceklerinizi, deneyimleyeceklerinizi hatta yiyeceğiniz yemekleri bile daha iyi anlayabileceksiniz.
Mauritius adası, Afrika kıtasının doğusunda Hint Okyanusu’nun ortasında Mascarene ada grubuna dahil yaklaşık 1.3 milyon nüfusa sahip minicik bir ada ülkesi. Adayı ilk keşfedenler 12.yy’da Araplarmış. 16.yy’da Portekizliler buraya gelmiş ama 17.yy’a kadar adaya kalabalık yerleşimler olmamış. Daha sonra sırasıyla Hollandalılar, Fransızlar ve son olarak da İngilizler yerleşmişler. Koloniyel dönemin sonunda Mauritius 1968 yılında bağımsızlığına kavuşmuş ve 1992’de de Cumhuriyetini ilan etmiş.
Bugün ada halkının yaklaşık üçte ikisi Hint-Pakistan uyruklu çünkü 19.yy’dan 20.yy başlarına kadar Hintliler, İngilizler tarafından şeker kamışı tarlalarında çalıştırılmak için getirilmişler. Nüfusun %25’i Creole denilen Fransız ve Afrikalı karışımından oluşuyor. Kalan kısmını ise sayıları az olan Çinliler ve Fransız Mauritiuslular oluşturuyor.
Mauritius halkının yarısı Hindu, kalanı ise Hıristiyan, Müslüman ve Budist. Bu kadar farklı etnik kökenli insanların yaşadığı bir ülkede haliyle karışık bir mutfak kültürü var. Mauritius turunuz sırasında Hint, Fransız, Çin mutfağı başta olmak üzere birçok değişik yemeğin tadına bakma fırsatı yakalayacaksınız ve tabii ki zengin çeşitli deniz ürünlerinin de tadına doyacaksınız.
Mauritius’a son gelenler İngilizler olunca adada resmi dil İngilizce olarak kalmış. Buna rağmen Mauritius turunuz sırasında adalıların büyük çoğunluğunun ada dili olan Creole ve Fransızca konuştuklarına şahit olabilirsiniz. Bazı yerel dilleri de katarsak adada yaklaşık olarak 10 farklı dil konuşulduğunu ekleyeyim.
Gezilecek yerlerle ilgili size öncelikle olmazsa olmazlarını yazıp, daha sonra Türkçe kaynaklarda bulması zor olan keşfettiğim ve Mauritius adası turunuzda faydalı olacağını düşündüğüm farklı güzellikleri anlatacağım.
Mauritius’ta gezilecek yerlere geçmeden önce seyahat planınız öncesi mutlaka okumanız gereken bu yazıma da göz atmayı unutmayın.
MAURİTİUS TURU» ADANIN KUZEYİNDE EN ÖNEMLİ 5 YER
-
Başkent Port Louis
Adanın başkenti ve kalbinin attığı yer olan Port Louis’nin Mauritius turunuza başlamak için en uygun nokta olduğunu düşünüyorum. Adanın tüm resmi daireleri ve ticareti buradan yürütülüyor. Mauritius’un tek limanı başkentte konumlanmış durumda.
Port Louis’yi ben ikiye ayırıyorum. İlki Çin ve Müslüman mahallerinin içinde bulunduğu, aynı zamanda irili ufaklı kolonyal dönemden kalma binaların sizi tarih sayfalarında gezintiye çıkaracağı eski Port Louis. Burada mutlaka Çin mahallesine uğrayın aralarında mandarin konuştuklarını fark edeceksiniz.1853 tarihli Jummah camisini es geçmeden, sokaklarda kaybolun. Adanın meşhur sokak yemeklerinin tadına bakın ve Caudant kordon boyu tarafına geçmeden Mauritius turunuzda görebileceğiniz en eski Çin tapınağı olan Kwan Tee Pagoda’yı ziyaret edin. Ada halkının taze sebze, meyve, baharat ve balık aldığı pazar yerine girmeden de dönmeyin.
Caudan kordon boyu daha sonradan yapılmış modern görünümlü bir tür açık hava alışveriş merkezi hissi veriyor. Port Louis’nin bu bölümünde arzu ederseniz modern kafelerde yemek yiyebilir, ağırlıklı olarak el yapımı hediyelik eşyaların satıldığı Craft Market ‘den alışveriş yapabilirisiniz.
-
Aapravasi Ghat
Caudan kordon boyundan çıkıp yürüyerek 10 dakikada Aapravasi Ghat müzesine varabilirsiniz. İlk ziyaret ettiğimde beni göz yaşlarına boğan müze, UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. Müzenin adı Türkçede göçmen deposu anlamına geliyor. 1849 yılında yapılan Aapravasi Ghat adaya gelen ilk göçmen işçilerin şeker kamışı tarlalarında çalıştırılmaya başlamadan önce getirildikleri yermiş. Göçmenlerin yaşam sahnelerini gösteren, biri zincirlerden kopan bir çift eli tasvir eden 11 bronz duvar resmine bakın. Müzeyi gezince ada tarihine damgasını vurmuş insanları çok daha iyi anlayarak Mauritius turunuza devam edeceğinizden emin olabilirsiniz.
-
Sir Seewoosagur Ramgoolam Botanik Bahçeleri
Port Louis’den çıkıp adanın kuzeyine doğru ilerlerseniz Mauritius turunuzun olmazsa olmazı meşhur botanik bahçelerine gelirsiniz. Tarihi geçmişi 1735 yılına kadar giden, Afrika’nın en güzel botanik bahçeleri arasında yer alan bu açık hava müzesine 2-3 saat ayırmanızı tavsiye ederim. Sabah saatlerinde ziyaretin ideal olduğu bahçede yaklaşık 500 çeşit bitki görebilirsiniz. Göreceğiniz bu çeşitlerin bazıları sadece Mascarene adalarına özgüdür. Nilüfer ve zambak göllerinin bulunduğu bölümler botanik bahçesinin ziyaretçiler tarafından en ilgi gören bölümlerindendir.
-
Aventure Du Sucre
Botanik bahçelerinden çıkınca yolun karşı tarafında kalan, Türkçede şekerin macerası anlamına gelen bu müze Mauritius turunuzda mutlaka gidilecek yerler listenizde olması gereken yerler listenizde olmalı. Eski bir şeker fabrikasının tarihi binasında ada tarihine yolculuk sizleri bekliyor. Adaya 17 yy.’da Hollandalılar tarafından getirilen şeker kamışı, İngilizler döneminde adanın ana ekonomik faaliyeti olacak seviyeye ulaşmış. 1,5-3 saat süren ziyaretiniz sırasında adanın doğuşuna ve tarih boyunca şeker kamışı endüstrisinin gelişimine eşlik eden teknolojik ilerleme sayesinde geleceğe doğru yola çıkacaksınız. http://www.aventuredusucre.com adresinden müzenin ziyaret saatleri ve detaylı bilgi için faydalanabilirsiniz.
-
Labourdonnais Şatosu
Öğlen saatlerinde rotanızı 1859 yılında inşa edilmiş olan Labourdonnais şatosuna çevirin. 2010 yılında ziyarete açılan şatonun bahçesi zamanında adanın meyve ihtiyacınının bir kısmını karşılayacak kadar meyve ağaçları ile doluymuş. Kendi evyapımı romlarının dünyaca ünlü olduğu Labourdonnais’de hem tadım yapabilir hem de Mauritius turunuzda adanın en iyi restoranlarından olan Table du Chateau’da öğlen yemeğinizi yiyebilirsiniz.
MAURİTİUS TURU» ADANIN GÜNEY BATISINDA EN ÖNEMLİ 6 YER
-
Çay Yolu
Mauritius’un güney bölgesinin en önemli gezilecek yerlerinden olan çay yolu, adadaki koloniyel zamandan kalma evlere yapılan bir ziyaret gibidir. Tur operatörlerinin tüm gün ayırdığı bu rota Domaine des Aubineaux’da başlar. Eski bir çay üreticisinin adanın en eski yerleşim yerlerinden birisi olan Curepipe’deki evinde, çay odasında tadım yapabilirsiniz. Devamında, Saint Aubin rezidansının tarih kokan özel salonunda öğlen yemeği yiyebilirsiniz. Saint Aubin’de yemeğinizin üzerine kendi adını taşıyan adaya özel rom tadımı yapabilirsiniz. Çay yolu turu aynı zamanda Bois Cheri çay fabrikası ziyaretini kapsamaktadır. Adada her ne kadar eskisi kadar çay üretimi yapılmıyor olsa da, fabrika sırf alabildiğine uzanan çay tarlalarını ve yapım sürecini görmek için Mauritius turu sırasında ziyaret edilmeye değer.
-
La Vanille Nature Park
Adada timsah parkı olarak bilinen La Vanille Nature Park, Mauritius turunuzda ilgi çeken bir başka ziyaret rotası olacaktır. Parkın temelleri Avustralyalı bir zoolog tarafından 1985 yılında Madagaskar’dan birkaç timsahın getirilmesiyle atılmış. Park o kadar geniş bir vadiye yayılmış ki kendinizi çok büyük bir yağmur ormanının içinde yürüyüş yaparken buluyorsunuz. Timsahların dışında, dev Aldabra kaplumbağaları ve sayısız farklı hayvanı da göreceğiniz parkı listenize eklemeyi unutmayın.
-
Tamarin Şelaleleri
Tamarin bölgesinin çevresinde, Mauritius turunuzda adanın batısında göreceğiniz en güzel manzaralara şahit olacaksınız. Yaz döneminde Tamarin nehrinin her iki tarafı yepyeni tomurcuklanan ağaçlarla dolu oluyor. Gün batımına yakın bölgede en güzel fotoğraflarınızı çekebilirsiniz. Tamarin nehri yine aynı adı almış olan Tamarin şelalelerinde başlıyor. Aynı zamanda Yedi Şelaleler olarak da bilinen bölgede, uzun yürüyüşler yapabilir ve mevsim uygunsa şelalelerde yüzebilirsiniz . Bu rota orta zorluktadır ve adayı bilmeyenler için bu konuda uzman olan firmalar turlar düzenlemektedir. Mauritius turunuzda zamanınız kalırsa bu tam gün alan büyüleyici bölgeyi görmeden dönmeyin.
-
Black River Gorges Milli Parkı
Bir zamanlar kölelerin, sahipleri onları bulmasın diye saklandığı, adanın güney batısındaki milli park 1997 yılında ziyarete açılmış. Açılış amacının adada giderek azalan ormanları korumak olduğu parkta, Mauritius adasına özgü 150 farklı tür bitki ve 9 çeşit kuş gözlemleyebilirsiniz. Mauritius turu yaparken bu parkta yeterince zaman geçirirseniz, nesilleri tükenmekte olan pembe güvercin ve Mauritius kerkenezine rastlayabilirsiniz.
-
Grand Bassin
Türkçede büyük küvet anlamına gelen Grand Bassin, doğal güzelliğinden çok ruhani önemi sebebiyle Mauritius turuna gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden birisidir. Bir volkanik krater olan bölgeye, adada yaşayan Hindu nüfus Ganga Talao demektedir. Mauritius ada turunuzda en büyük heykelleri burada görebilirsiniz. 32 metre yükseklikteki Hindu tanrısı Shiva tüm heybetiyle sizi karşılıyor olacak. Efsaneye göre gölde gece perileri varmış. Hindu bir rahip gece rüyasında Ganj nehrinin bir benzeri olduğunu görüp Grand Bassin’i bulmuş. Mauritius turunuza adada binlerce Hindunun kutladığı Mara Shivaratree zamanında (Şubat-Mart ayları) gelirseniz buradaki ayinlere şahitlik edebilirsiniz.
-
Chamarel Şelalesi Ve 7 Renkli Toprak
Chamarel Şelalesi Saint Denis nehrinden geniş bir kratere dökülür. 83 metre yüksekliğiyle Mauritius’un en çok ziyaret edilen şelalesidir. Yaklaşık 1 km ilerisinde Mauritius turunun olmazsa olmazı, meşhur 7 renkli toprak oluşumunun bulunduğu parka gelirsiniz. Jeologlar günümüzde bile çok renkli arazinin engebeli manzarası karşısında büyülenmeye devam ediyorlar. Düzensiz soğuyan lavdan kaynaklandığı düşünülen oluşum koruma altına alınmış, dolayısıyla özel bir yürüyüş parkurunu dolaşarak ziyaret edilebiliyor. İlginç olan ise yoğun yağışlarla bile renkler solmuyor. Sizlere tavsiyem mümkünse ziyaretinizi açık bir havada gün batımı saatlerinize bırakmanız olacaktır. Bu sayede Mauritius turunuzdaki en rengarenk fotoğrafları çekebilirsiniz.